SAĞLIKLI BESLENME VE KİLO VERMEK

2018-04-30

Bütün engele rağmen hedefe ulaşmak için gayret ve teknik bilgiye ayrıca, hedefe ulaştıran derin bilgiye ihtiyaç vardır.
Her insanın ayrı bir hedefi vardır Kimi kilo vermek, kimi sigara bırakmak, derslerde başarılı olmak, iş stresinden kurtulmak, Sınavlar da başarılı olmak, daha çalışkan olmak, Allah’ın sevdiği özelliklere sahip olmak, ahlaki değerlerini bir kat daha artırmak gibi hedefleri vardır. İnsanları bu değerlerin önemini bilir ve kendini değiştirmek hedeflerine ulaşmak isterler, ama bilinç altı buna izin vermez, çünkü eski alışkanlıklar yeni alışkanlıklara yer vermez. İşte bu sorunu çözmenin tek yolu var o da hipnozdur.
Öğrendiğimiz doğru bilgiyi yaşamak yaşamak doğru istikamete gitmek için hipnozu bilmek, istediğimiz bilgiyi hayata uygulamak için bilinç altını ikna etmek tekrarlayarak, bilgiyi zihne koymak gerekmektedir. İşte bunun için hipnoz iyi bir telkin bilinç altını eğitme yöntemidir.
Kilo vermek konusunda hedefe ulaşmak için de, gayrete, teknik bilgi olan hipnoza ihtiyaç vardır. İnsanın kendi kendini hipnoz etmesine Otohipnoz denir.
Dünyanın en başarılı sporcuları Otohipnoz yaparak başarılarını katlıyorlar. Başarı tamamen sizin elinizdedir ve yapmanız gereken tek şey, hayatınızın kontrolünü elinize almak için bilinç altına tekrar, tekrar bilgileri girerek, alışkanlık haline gelen karakterini yenmektir. Kendi Kendine Hipnoz tekniklerini öğrenmek ve bu teknikleri, düzenli olarak uygulamak, yepyeni bir hayatın başlangıcı olacaktır.
Otohipnoz tekniğinin birinci kuralı, nefes egzersizleri ile sakinleşmek, ikinci kuralı, vücuda rahatlama yumuşama telkinleri verdikten sonra açılan zihin verilen bilgiye açık öğrenmeye hazırdır. Hangi konuda istersen o bilgiyi aktarabilirsin. Hedefimizle ilgili yeterli bilgiye sahip olmak ve bu bilginin özünü, hikaye gibi ilişkilendirerek zihne sunmak, bilgiyi, bilinç altına bildirdikten ve hipnozdan çıkış komutunu 1-2-3-diye verdikten sonra çıkış yapmaktır.
Sağlıklı beslenme sağlıklı kilo verme konulu Otohipnoz bilgisine geçmeden önce daha geniş bilgilere sahip olmalıyız.
AŞIRI KİLOLARIN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR
Kilo ağırlığımız ne kadar yükselirse hastalıklara yakalanma riskimizde o kadar artar. Torunlarımızı doğduğunu belki görebiliriz ama büyüdüklerini, torunumuzun torununu görmek mümkün olmaz. Asıl uzun yaşamadan maksat, insanlara iyi örnek olup, güzel işler yaparak, Rabbin sevdiği ona layık bir kul olabilmektir. Ona iyi kul olabilmek hayırlı ve uzun yaşabilmek eski hatalarına tövbe edebilmektir. Maalesef kilolu insanları aşağıdaki hastalıklar beklemektedir.
Ailesinde şeker hastalığı olanlarda şişmanlık olması o kişinin şeker hastalığına yakalanmasını kolaylaştırır. Ailesinde şeker hastalığı olmayanlarda ise yine de gizli şeker ya da açlık kan şekeri hastalığı ortaya çıkabilmektedir.
Kalp-damar sisteminde damar sertliği, kalp krizi, kalp damar hastalıkları, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, beyin kanamaları ve felç geçirmesine neden olabilmektedir. Yine şişman kişilerin kan kolesterol ve trigliserid denilen yağların genellikle yüksek olduğu görülür. Bu da damar sertliğini arttırıcı bir etkiye sahiptir.
Kadınlarda rahim ve meme kanseri,
Erkeklerde prostat kanseri, şişman olmayanlara göre daha da fazla görülmektedir.
Solunum sisteminde kapasite azalması ve vücuttan kirli havayı (karbondioksit) atamamak gibi bir sorun yaşanmaktadır. Gerek bu nedenle ve gerekse de kilo almaya bağlı olarak dilde ve diğer boyun dokularında büyüme, gece iyi uyumama, gece yerine gündüz uyuklamaları, yaptığı işe konsantre olamama gibi yakınmalar ortaya çıkar.
Özellikle karın derisinde gerilmeye bağlı çatlakların yanı sıra sivilce ve kolayca gelişebilen iltihaplı cilt hastalıkları görülebilir.
Kemik ve eklemlerde kireçlenme, eklem iltihapları, topuk dikeni, bel fıtığı ve gut hastalığının kilo arttıkça ortaya çıkma ihtimali de artmaktadır.
Şişman kişilerin psikososyal değişiklikleri olabilmekte ve sosyal yaşamdan izole olmak isteyebilmektedirler. Fiziksel aktivitelerde azalma ve işsizlikte artma görülebilmektedir.
Sindirim sisteminde yer alan yemek borusunun alt ucunda gevşeme ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucunda reflü ülser gelişebilir.
(Reflü tedavisinde su içmek ve nefes egzersizleri yapmanın önemi hakkında öğrendiğim bilgiyi hemen aktayım. (İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet AYDIN Mide asitini gideren ilaçlar kansere, hazımsızlığa, B12 vitamin eksikliğine neden oluyor, mide asiti Mikrop öldürücüdür ama asit giderildiğinde bu mikroplar akciğer pnömoni hastalığına yakalanma riski 4 kez daha fazla, Tedavi için 3 saatte bir 500 mL (1 küçük pet şişe ya da 2.5 büyük su bardağı) su vermek (günde toplam en az 4 litre). Akut dönem geçtikten sonra hastaya yemekten yarım saat önce 250mL yemekten 2.5 saat sonra 250mL ve aralarda istediği kadar su içmesini öneriyor. Un ve şekerden mamul gıdaların, belirgin bir şekilde azaltılması gerektiğini söylüyor sn. uzmanımız. Ayrıca bir başka bilgi nefes egzersizlerinin reflünün mide yemek borusu arasındaki kapağın yerine oturmasına dolayısı ile reflünün iyileşmesine direk yararı olmaktadır.
KİLO VERMEK İÇİN, NEDEN ERKEN YATIP, ERKEN KALKILIR,
Günümüzde erken kalkan milletler hangileri?
Almanlar, Japonlar, Amerikalılar, İngilizler…
Peki günümüzde Dünyayı kimler idare ediyor?
Tabiî ki onlar.
Dünya'yı erken kalkanlar idare eder, Ahireti de erken kalkanlar kazanır.
Atalarımız güneşin üzerlerine doğmasına izin vermez mutlaka güneş doğmadan önce kalkarlardı. Asırlarca dünyayı yönettiler.
Erken yatıp erken kalkmak sağlığımız ve başarımız için neden bu kadar önemli, isterseniz bunun cevabını okuyalım.
Son araştırmalara göre vücudumuzda 200 hormon bulunmakta, her hormonun ayrı bir görevi bulunmaktadır. Akşam karanlık basarken yükselen melatonin hormonu,bağışıklık sistemini olumlu etkileyerek, stresi azaltarak, yaşam süresini artırdığına ve yaşlanma bulgularını azalttığına dair yapılmış çalışmalar vardır. O nedenle bu hormona gençlik ve güzellik hormonu demişlerdir. Melatonin, başta kanser olmak üzere hastalıklar üzerinde baskılayıcı etki yapmaktadır. Gece melatonin hormonundan faydalanamayan kişiler erken yaşlanmakta, hastalıklara dayanıksız olmaktadırlar.
Sabah uyandıktan sonra, tekrar uyuma isteği alışkanlıktan ve tembellikten kaynaklanır. Bu alışkanlığı yenen kişi, kendinde büyük bir dinçlik hissedecektir.
Sevgili Peygamberimiz Güneş doğduktan sonra uyunan uykunun aklı azalttığını, insanı tembelleştirdiğini, rızıkta bereketsizliğe neden olduğunu söylemiştir.
Geç uyanmanın, zihin ve vücut da tahribata neden olduğu, bilimsel araştırmalarla kesin olarak tespit edilmiştir.
Aşık Yunus Emre: “Yatma seherde, uğrarsın derde, söyle her yerde,Elhamdülillah” sözü dillerde söylene gelmiştir.
Melatonin hormonundan yeterince yararlanmak için, erken yatıp, çok erken kalkmalıdır. Karanlık, sessiz, bir yerde uyumalı, telefon, televizyon ve bilgisayarı kapatıp fişini çekmelidir ki; sağlıklı bir uykuya sahip olalım, çünkü sağlıklı düzenli uyku gizli güçtür. Sağlıklı ve başarılı olmak, bu gizli gücü, iyi kullanmaktan geçer,
KİLO VERMEDE BESMELE ÇEKMENİN ÖNEMİ
''Besmelesiz başlayan her önemli iş noksan kalır'' diyor Hz.Muhammed (sav) Besmele çekerek Rabbin gücüne sığınmış ondan destek almış oluyoruz. Besmele ile yenen yemek vücuda şifa olur. Besmelenin önemi hakkında bir Japon bilim adamı Prof. Masaru EMOTO nun bir buluşu ile gerçekler su yüzüne çıkıyor. Profesör suyun söz, müzik gibi her sesten etkilendiğini değişik görünüme girdiğini mikroskoplu fotoğraf makinesi ile suya iyi veye kötü söz söyleyip yada besmele çekip suyun fotoğrafını çekiyor suya iyi söz söyleyince besmele çekince güzel bir ahenk alıyor kötü söz söyleyince karmaşık bir hal alıyor, yani su iyi kötü sözlerden etkileniyor.
Prof. Emoto, çalışmalarının ilmî temelini oluştururken, din gerçeğini de göz ardı etmiyor. "21. yy'da en önemli olayın ilimle dinin yeniden buluşması olacağını düşünüyor. Din her zaman bilime ışık tutmuştur, eğer din olmasaydı, insan aptallaşacak, modern ilim de hiçbir zaman ortaya çıkmayacaktı." diyor.
İslam alimleri, söylenen sözlerin sade suya değil, canlı cansız her varlığa etki ettiğini bildiriyor. Dualar buna bir örnektir. İnancımız yapılan her işe besmele ile başlanılmasını tavsiye ediyor. Besmele ile oturarak yenen yemek, içilen su şifa olacaktır.

     NEDEN SAĞLIKLI VE HORMONSUZ GIDA,
     Hayatımızdan şekeri ve şekerle yapılmış gıdaları, işlenmiş olan yağ, tuz, ekmek gibi bütün gıdaları çıkarmalıyız. İşlenen gıda, gıda olmaktan çıkar, zararlı hale gelir. Kuruyemişler bile kabuğunu soyduktan sonra yenmelidir, çünkü soyulduktan bir zaman sonra bayatlayıp oksitleşmektedirler.
     Kuranın Yusuf suresinde yedi yıl kıtlık olacak, bu kıtlıktan korunmak için buğdayı başağı ile saklayın diyerek, bizlere gıdaların bozulmadan uzun yıllar kalmaları için, kabuğunda korunması gerektiğini bildiriyor.
     Uzmanlar her meyve ve sebzenin mevsiminde tüketilmesini öneriyor ve hormonlu gıdalar hakkında bilgi veriyorlar. Örneğin,
     Domates: Domates kesildiğinde içi fazlaca boşsa, dik kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka varsa, ucunda sivri çıkıntılar var ve yuvarlak yapısından farklı bir şekle sahipse, hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz.
     Salatalık: Şekilsiz, bir ucu kalın bir ucu ince veya yan yana yapışık meyvelere dikkat edin. İçleri adete sünger gibi, çekirdek evi de kof bir yapıya sahiptir. Tadı farklı ve lezzeti yoktur.
     Biber: Aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir. Çekirdek etrafı boş, etli kısmında, domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku görülür.
     Patlıcan: Şekli bozuktur, kenarda şişlikler görülür. Yan yana yapışıktır, etli kısmı sünger gibi koftur.
     Patates: Şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır. Patateste aşırı gübre ve hormon kullanılırsa içinde kararmalar görülür.
     Çilek: Aşırı büyük, çift yapışık ve içleri boştur.
     Karpuz: Hormonlu karpuzların çekirdek evleri boştur. Yendiği zaman aşırı nişasta kokusu verir.
     Aşırı hormonlu meyve, sebze ve et süt gibi hayvansal ürünleri tüketen kişilerin, çeşitli hastalıklara (kanser gibi) yakalanma riskleri yükselir. İnsan sağlığı ve metabolizmasını olumuz yönde etkiler.
     Son zamanlarda halkımız hormonlu gıdalar hakkında bilinçlenmektedir.Bu bilinçlenme sonucu marketlerde ve pazarlarda “Arılı Domates” ibaresini taşıyan hormonsuz üretim etiketini görmekteyiz.
     Dünyada gelişmiş ülkelerde, aşırı kimyasal madde (hormon ilaç gübre v.s.) kullanımından kaçınılmakta, belirli bir standardı taşımayan ürünlerin ithal veya ihraç imkanı bulunmamaktadır.
     HANGİ GIDALARI ALIP, HANGİSİNDEN UZAK DURALIM.
     Hayatımızdan önce şekeri çıkarmalıyız, şeker birinci şarttır. Şeker ihtiyacımızı meyvelerden karşılarız. İdeal kiloya ulaştığımızda, aşırı gitmeden, bal pekmez yiyebiliriz. Ondan sonra bütün işlenmiş gıdaları, hayatımızdan uzak tutmalıyız.
     Özellikle beyaz ekmek, tuz ve bütün işlenmiş rafine edilmiş, gıdaları kesinlikle terk ediyoruz. İşlenmemiş ekmeklerden her öğün bir  iki dilim, öğütülmüş doğal tuz veya himalaya tuzundan, aşırı olmamak, her şeye tuz atmamak şartı ile tadlandıracak kadar kullanabiliriz.
     Büyük İslam alimi İmam Gazali, yiyecekler hakkında çok ilginç bir fikir beyan etmiş, “Yediklerinizin hepsi zehirdir, azı müstesna” demiştir. Onun bu sözünü düşünerek “Aman bunu çok sevdim, her zaman bulamıyorum! bundan yiyebildiğim kadar yiyim!” sevdasına düşmeyelim. her zaman aşırı gitmenin sağlığımız açısından zararlı olduğunu unutmayalım.
     Özellikle Kolalardan ve şekerli içeceklerden uzak duralım. Kolanın içindekiler ayrı bir muamma.
     Doğal içecekler olarak, Sade soda, Doğal ayran, komposto, hoşaf içebiliriz. Doğal olsa da, meyve suyu demiyorum en doğalı meyveyi olduğu gibi yemektir. Eğer sorunları var meyveyi yiyemiyorlarsa o başka.

     KİLO VERMEK İÇİN NEDEN OTURARAK YİYİP İÇELİM.
     Masada sandalyeye oturup yaslanarak yenen yemek içmekle, insan gereğinden fazla yiyor. Çünkü göbeğini serbest bıraktığı zaman, insan derisi esnek olduğu için gerildikçe geriliyor ve zamanla göbek meydana çıkıyor.
     Halbuki sol dizini yere koyup, oturduktan sonra sağ dizini kaldırıp göğsüne dayayarak asker biçimi yere oturarak yemek, içmekle, mide toplu duracağı, gerilmeyeceği için aşırı yemeler engellenmiş, beyin daha çabuk doyuma ulaşmış, mide sarkmamış,  obezite vs. gibi hastalıklar önlenmiş oluyor.
      İnanç değerlerimiz, kesinlikle yaslanarak yemeyi yasaklamıştır. Bundan sonra sünnet üzere oturarak yiyelim, aynı şekilde suyu oturup besmele çekerek içelim ki; midemiz genişlemesin besmele ile yediğimiz,  içtiğimiz şifa olsun.
     Oturarak yemek yeme şansınız yoksa bir  yerlere davetliysek, masada, kemerimizi bir geri almalı,  yaslanmadan hafif belimizi bükülerek yemek yemeğe gayret etmeli, yemekten sonra kemerimizi eski yerine getirmeliyiz. Aşırı kilolarımız varsa yine oturalım belki dizimizi bükemeyiz ama mümkün oldukça yer sofrasında yiyelim oturup kalkmak bile, bize bir hareket olacak, enerji yaktıracaktır.
     KİLO VERMEK İÇİN, AYNI SAATLERDE YEMENİN ÖNEMİ
     Yemeklerimizi aynı saatlerde yemekle mide barsaklarımızda düzen ve huzur gelir gerekli gereksiz yere yemek yiyerek onları yormamış obeziteye destek vermemiş, boşaltım sistemini düzene koymuş oluruz.  Böylece hayatımızı da düzene koymuş dolayısı ile sağlıklı oluruz. Yemek arasında gelişi güzel, her canımızın istediğini yemeyip, kilo vermeye katkıda bulunmuş oluruz.
     NEDEN STRESTEN UZAK DURMALIYIZ
     Stres az olduğunda yararlı, çok olunca zararlıdır. Az stresle insan gayrete gelir bir işi başarmak ister ve başarır, ama çok streste depresyona neden olur, depresyonda başarısızlığa neden olur. Aşırı stres, ayrıca gereksiz atıştırmalara neden olarak, kilo almaya da sebep olmaktadır.
     O nedenle aşırı stresten korunmak için
  1. Nefes egzersizleri yapıp, nefesinizi tutarken La havle vela kuvvet illa billahil aliyyül azim diyerek nefesi vermek, içinize rahatlık verecektir.
  2. Sizi strese koyan nedenleri belirleyin ve sizi strese koyacak etkenlerden uzak durun, uzak durmanız mümkün değilse nefes alma egzersizlerine devam ediniz. Stresinizi çözümleyemezseniz uzmandan yardım almalısınız.
    NEDEN SPOR VE EGZERSİZ YAPMALIYIZ?
    İnsan hayatı hareket üzere yaratılmıştır. Atalarımız “Nerede hareket orada bereket” derler. Ne kadar hareketli olursak o kadar sağlıklı ve başarılı oluruz. Hareketsiz bir insanda başarı beklenemez. Hareketsiz insan durgun suya benzer, durgun su üzerinde mikrop barındırdığı gibi, hareketsiz insanda vücudunda, hastalık barındırır. Hastalıklardan korunmak sağlam kemik, kas yapısına sahip olmak için hareketli olmaya ihtiyaç vardır. O nedenle sporcular toplumda sağlıklı bireyler olarak tanınır. Ağaçları güçlü kılan rüzgarda sallanmaktır. Güçlenmiş ağacın gövdesini, rüzgar heyelan yerinden oynatamaz.
    Hareket etmeyen uzuvlar zamanla elastikiyetini kaybeder kollar ve bacaklar hareket esnasında tutulurlar. Bunları engellemek olabilecek hastalıkları önlemek için egzersiz yapmak bulunmaz nimettir. Egzersizlerin en güzeli namaz kılmaktır.
    SAĞLIKLI BESLEME VE SAĞLIKLI KİLO VERME OTO HİPNOZU NASIL YAPILIR:
    Sessiz sakin yalnız olan bir ortamda örneğin, yatmadan önce ve sabah erken saatlerde kendi kendinizi hipnoz edip hedefe ulaşabilirsiniz. Gözlerinizi daire şeklinde işaretlediğiniz bir noktadan ayırmadan, ortalama 7 kez ağzınızdan derin nefes alıp tutuyor ve burnunuzdan yavaş, yavaş veriyorsunuz. Sonra kendi kendinize, üçe kadar saydığımda gözlerimi kapatıyorum. Her uzvumu önce sağ elimi kolumu sonra sol elimi kolumu aynı şekilde bacaklarımı karın göğüs bölgem için rahatlama komutu veriyorum çok rahat olduğunu, yumuşadığını, yattığım yerle bir olduğunu söylediğim sözü üçer kere yavaş, yavaş tekrarlıyor ve gevşiyorum, gevşiyor rahat oluyorum bütün azalarımın çok rahat olduğunu hissediyorum.
    (Bütün vücutta gevşeme tamamlandıktan sonra 24 saate göre sağlıklı beslenme ve zayıflama bilgilerini bilinç altına işleme çalışması yapıyorum.)
    Kendi kendime 24 saat nasıl sağlıklı düzenli yaşayacağımın planını yapıyorum. Artık geç vakitlerde izlediğim filmleri iptal ettim. (Çok beğendiğim filmi özetinden veya internetten izlerim) Bundan böyle akşam en geç 22 yada 22,30 yada ışıkları söndürüp, karanlık bir yerde uyuyarak, gençlik ve güzellik hormonu olan, melatonin hormonundan yararlanıyorum.
    Sabah saat 5 buçukta kalkıyor, abdest alarak, temizliğimi tamamlıyor, üstümü giyiyorum. Namazımı kılıp dua ederek, Yaratanla beraber olmanın verdiği haz ve sabahın serin havası içime derin bir huzur veriyor. Sonra oturarak, besmele ile yudum, yudum iki bardak su içiyorum. İşlerimi yaparken bir taraftan doğal gıdalarla dengeli bir kahvaltı hazırlıyorum Kahvaltımda bitkisel gıdalardan olan, zeytinin üstüne limon ve sızma zeytin yağla terbiyeliyor, tere, roka, maydanoz gibi yeşil gıdaları en az üç kez yıkayıp hafif tuz ve limonla salata yapıyorum, yanında hayvansal gıda olarak, Peynir veya yumurta haşlaması veya menemen yaparak bir kahvaltı hazırlıyor saat 7-7,30 arasında kahvaltımı yapıyorum.
    Saat 9 a kadar yemek yemiyorum. Sabahki gibi 2 bardak suyumu içiyor, en az haftanın 4 günü yürüyüş ve derin nefes egzersizlerini, ısınma, germe tekniklerini veya doktorumun verdiği tedavi amaçlı egzersizleri yapıyorum. Ruh ve beden açısından rahatlatıyorum, hormonlarımı düzenliyor, insülin direncimi ve obezite riskimi düşürüyor, kas, kemik kitlemi güçlendiriyor. Vücut direncimi artırıp, mutluluk veriyor. Hareketsiz insan, durgun su gibi, bünyesinde hastalık barındıracağından, kendimi hareketsizlikten koruyorum. 5-10 dakikalık yürüyüşlerimi, 45 dakikaya kadar yükseltebilirim. Sabah işlerim yoğun olduğunda, sporumu akşam 15-16 saatleri arasında yaparım, Sabah sporundan yarım saat sonra 1 orta boy elma, portakal yada, ufaklarından bir kaç meyve yiyorum..
    Saat 12-13 arası öğle yemeği saati başlıyor, yemeklerimde işlenmiş, (rafine edilmiş) yağı, tuzu, ekmeği, şeker ve şekerli gıdaları, terk ettim yemiyorum. Her öğün yediğim sebzelerin iyi yıkanmasına, hormonsuz taze, olmasına, ekmeğimin tam tahıllı olmasına ve dengeli beslenmeye dikkat ediyorum.
    Yemeğe her zamanki gibi elimi yıkayıp, ağzımı çalkalayıp, temizledikten sonra yer sofrasına oturup dizimi yukarı kaldırıp mideme doğru dayıyorum. Bismillahirrahmanirrahim diyerek bir bardak su içiyorum. Yemeğe sağ elimle başlıyor arkama sağa sola yaslanmadan oturuyor, belden hafif eğiliyor midemin büyüyüp sarkmasını engelliyorum.
    Her öğün taze bitkisel gıdadan yarım porsiyon, hayvansal gıdadan çeyrek porsiyon, tam tahıllı gıda olan iki dilim ekmek veya pilav veya makarnadan bir çeyrek porsiyon, salatadan doyana kadar yiyerek dengeli besleniyorum. Her zaman yemeğimi yavaş, yavaş iyice çiğneyerek yutuyorum, doyduğumu hissedince, “Rabbim yediklerimin şifasından, faydalandır, zararlarından koru, Elhamdülillah, çok şükür” diyerek sofradan kalkıyorum.
    Bu arada öğle namazımı kılıyor, normal günlük işlerimi yapıyorum. Saat 15 te her zamanki gibi 2 bardak suyumu besmele ile her zamanki gibi içer daha sonra, bazen bir kase doğal yoğurt veya, taze birkaç tane meyve veya da, yeni ayıklanmış fındık, badem, ceviz, kurutulmuş üzüm, kayısı leblebi gibi kuruyemişlerin bir veya bir kaçından sadece bir avuç yiyebilirim.
    Akşam yemekten en yarım saat önce yine 2 bardak su içiyorum bu sular reflüme de iyi gelecektir. Saat 18 en geç18,30 arasında akşam yemeği hazırlıyorum, sebze çorbası, yoğurt, salata gibi hafif yemekler hazırlayıp yiyorum. Yemekten önce, yine oturarak bir bardak su içiyor, yemek yerken sofrada oturuş şeklime dikkat ediyorum. Yemekten sonra dişlerimi fırçalıyor iki saat sonra bir iki bardak su içiyor, saat 10 10,30da, ışıkları söndürüp gece uykusuna yatıyorum.
    Sağlıklı beslenme ve sağlıklı kilo vermeyi saatine göre hafızama kaydettim, kendimi en ideal kiloda hayal ediyorum. Her hafta en az iki kilo vereceğim. Üçe kadar saydığımda gözlerimi açıyorum. 1-2-3 üç deyince, gözlerimi açacak kendimde sağlıklı kilo vermenin huzurunu yaşayacağım..
    (Bu otohipnozu önce her gün, sonraları bir gün ara ile en az 21 gün tekrarlıyorum. 21 Gün sonra bu bilgiyi hafızama kaydetmiş oluyor, unutmuyor bilgileri hayata uyguluyorum.)
    Yazan ve sunan Raziye Ünal